Eski ismi Ayandon olarak da bilinen Ayancık ilçesi tarihi kayıtlarda küçük bir kasaba, balıkçı köyü olarak geçmektedir. 1860’lı yıllarda Ayancık Dağı (Maltepe) eteğinde bir kıyı köyü olarak yer almıştır. Sonrasında Maltepe ile Ayan Tepesi olarak bilinen iki dağın arasında gelişmiştir. İlçe merkezinin ortasından dere geçmektedir. Ayrıca yeryüzünün engebeli olması, yüksek dağlarla çevrili olması gibi coğrafi şartlar nedeniyle ilçenin ekonomik açıdan gelişmesine engel olan faktörler bulunmaktadır.
Tarihsel Gelişimi
Tarihine baktığımızda ilçenin tarihçesi ilk çağlara kadar uzanmaktadır. Çevresinde yaşayan ilk kavimler arasında Amazonlar, Akalar, Paflogonyalılar ve Dorlar bulunmaktadır. Bu bölgede yaşayan ilk yerli halkın Paflogonyalılar olduğu bilinmektedir. M.Ö 1200 yılına kadar bu halk Etiler’in koruması altında yaşamıştır.
İlçe, 11. yüzyılın sonlarına doğru Danışmentoğulları’nın egemenliğinde bulunmuştur. Takiben 1204 yılında Anadolu Selçukluları, 1259 yılında Pervaneoğlulları, 1292 yılında ise Candaroğulları bu bölgeyi eline geçirmiştir. Sonrasında Ayancık ilçesi 1460 yılında Osmanlı Devletine bağlanmıştır.
Tanzimat devrimi ile başlayan yenileşme hareketiyle birlikte Ayancık ve çevresinin kaza (ilçe, sancak) yapılması planlanmıştır. Buna istinaden ilçe merkezi olarak Ayandon (Şuanki Türkeli ilçesine bağlı Ayazköyü) seçilmiş ve bu çevrede ilçe yönetimi kurulmuştur.
1860’lı yıllarda ise Şükrüoğulları yönetiminde olan ilçe merkezinin şuan ki konumuna taşınması için Çaylıoğlulları ile anlaşma yapılmış ve zamanla ilçeye Kaymakamlık, Askerlik şubesi, Belediye ve diğer resmi kurumlar kurulmuştur. Daha öncesinde kıyı kesiminde birkaç konut bulunan ilçe bu dönemin ardından konut ve ticaret sektöründe hızla gelişmiştir.
1929 yıllarında Alman-Belçika ortak sermayesi ile kurulan Kereste Fabrikası bölge ekonomisine devrim niteliğinde bir gelişme kazandırmıştır. Ekonomik açıdan büyüyen ilçe ayrıca sosyo-kültürel hayatı da olumlu yönde etkilemiş ve geliştirmiştir.
Cumhuriyetin ilanına kadar Kastamonu iline bağlı konumdayken, Cumhuriyetin ilanından sonra idari düzenleme ile Sinop iline bağlı ilçe olmuştur. Milli mücadele yıllarında en çok şehit veren yerler arasında olan Ayancık ilçesi adını kahramanlıkla duyurmuştur. Antalya’nın 716, Kastamonu’nun 484, Konya’nın 459 şehidinin ardından 4. sırada bulunan Ayancık 404 şehit vermiştir. Nüfus ile orantılanınca Ayancık’ın en çok veren şehir olduğunu söylemek mümkündür.
Coğrafi Yapısı
Ayancık ilçesi Batı Karadeniz bölgesinde yer almakta olup karşılıklı bulunan Maltepe ve Ayantepe arasında Ayancık çayı vadisinin de bulunduğu konumda kurulmuştur. İlçe adını 202 metre yükseklikte olan Ayantepe’den almaktadır.
Bölgenin en yüksek dağlarına ev sahipliği yapan Ayancık ilçesinin çevresinde 1750 metre rakımlı Zindan dağı, 1605 metre rakımlı Çangal dağı bulunmaktadır. Sonbahar mevsiminde bu dağlarda adeta renk cümbüşü yaşanmakta olup manzarası izleyenleri büyülemektedir.
Girintili ve engebeli (meyilli) araziye sahip olan ilçe coğrafyası bu nedenle tarım ve hayvancılık için pek uygun değildir. Yine de köylerinde halk kendi geçimini sağlayacak kadar tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Ilıman bir iklime sahip olan Ayancık kasabası, yaz ve kış aylarında deniz etkisi nedeniyle yaz ve kış aylarında çok fazla sıcaklık farkı etkili olmamaktadır. Bitki örtüsü bakımından gür ve sık ormanlara sahiptir. İlçenin etrafını saran yemyeşil çam ormanları deniz ile buluştuğunda “Yeşil Mavi” manzarayı ortaya çıkarmaktadır. Yer yer Akdeniz bitkilerine de rastlanır.
Ekonomi
Ayancık tarihinin en önemli gelişmelerinden biri de Kereste Fabrikasının kurulmasıyla başlamıştır. 2 Temmuz 1928 yılında Ayancık ormanlarını 50 yıl işletmek üzere sözleşme yapan Zingal A.Ş. (Zindan ve Çangal Ormanları A.Ş) başta Belçikalılar olmak üzere Fransa, Almanya, Polonya, Rusya ve İsviçre işbirliği ile Ayancık Kereste Fabrikasını kurmuştur. Zingal A.Ş. 18 yıl boyunca Ayancık ormanlarını kullanarak fabrikayı işletmiştir.
Şirketin anlaşmaların dışına çıkıp günde 3 vardiya işçi çalıştırması ve daha fazla kestiği ağaçların yerine yeni ağaç ekimi yapmaması nedeniyle orman bölgeleri azalmıştır. Yaşanan bu durum nedeniyle olaya el atan hükümet fabrikayı kendisi işletmeye başlamıştır. 1945’ten itibaren fabrika ORÜS adıyla çalışmaya devam etmiş ve 1996 yılında da özelleştirilmiştir. Bu zamana kadar ilçenin en büyük geçim kaynağı fabrika olmuştur. Fabrikanın özelleştirilmesinin ardından ilçe göç vermeye başlamıştır. Özelleştirilen fabrika daha sonraları birkaç yıl daha çalışmış sonra günümüzdeki atıl haline bırakılmıştır.
Nüfus
1997 yılı verilerine göre Ayancık nüfusu toplamda 27 bin 761 kişidir. (Merkez nüfusu: 11.025, Köy nüfusu: 16.736) Bu yıldan itibaren yaşanan nüfus düşüşünün nedeni, Kereste Fabrikasının özelleşmesi ve Hava Radar Üssü’nün ilçeden taşınmasıdır. İş sahaları bu nedenlerle yetersiz kalınca iş arayan nüfus göç etmeye başlamıştır. İlçe özellikle İstanbul’a ve Almanya’ya iş nedeniyle çok göç vermiştir. Bu nedenledir ki yaz ayı geldiğinde gurbetçilerin memleketine tatile gelmesiyle nüfus 3 katına kadar çıkmaktadır.
2017 verilerine göre ilçe nüfusu
Toplam: 22.625
İlçe merkezi: 13.503
Köyler: 9.122 (Toplam 71 köy bulunuyor)